Fırtınanın göbeğinde küresel piyasalar: Yatırımcılar alarmda

Amerika ve tahvil getirileri: Ekonomik istikrar mı, yoksa balon mu?

Küresel ekonominin lokomotifi olarak bilinen Amerika Birleşik Devletleri’nde, JOLTS açık iş sayısının ağustos ayında 9,6 milyona yükselerek piyasa beklentilerini aşması, analistleri iki yönlü senaryolara yönlendirdi. Bir yanda güçlü iş gücü piyasasına işaret eden bu durum, diğer yanda ise ABD Merkez Bankası’nın (Fed) sıkı para politikasını sürdüreceğine dair endişeleri artırıyor. Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic’in 2024’te bir faiz indirimi öngörüsü ve Uzun vadeli faiz oranlarının yüksek olmasının potansiyel bir tehdit oluşturabileceğine yönelik söylemler, geleceğe dair belirsizliği koruyor.

"Yaptığımız tahmin, faiz oranlarının daha normal seviyelere doğru yükseleceğini varsayıyor ancak özellikle son birkaç ayda sadece 10 yıllık nominal faizlerde değil, aynı zamanda reel faizlerde de oldukça önemli bir artış görüyoruz." - ABD Hazine Bakanı Janet Yellen

Avrupa'da karışık hava: Ekonomik veriler ve merkez bankaları arasında sıkışan piyasalar

Avrupa'da piyasalar, Amerikan ekonomisinde yaşananların yankıları ile sarsılırken, kendi iç dinamikleri ve ekonomik verilerle de boğuşuyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve onun belirlediği politikalar, ekonominin toparlanma sürecini şekillendiriyor. Buna ek olarak ECB Baş Ekonomisti Philip Lane’nin enflasyon verilerine ilişkin memnuniyet verici bulduğu, ancak daha fazla ilerleme beklediği yönündeki açıklamaları, ekonomik toparlanmanın ne yönde ilerleyeceği konusunda daha fazla bilgi verecek nitelikte.

Asya'da da dalgalanma: Para politikaları ve döviz kurları ön planda

Asya piyasalarındaki negatif seyrin arkasında yatan başlıca etmenlerden biri, Amerikan tahvil getirilerinin ve faiz oranlarının potansiyel etkileri. Japonya Maliye Bakanı Shunichi Suzuki'nin döviz kurlarının piyasa tarafından belirlenmesi gerektiği yönündeki ifadeleri, global piyasaların lokomotif ekonomilerden biri olan Japonya’da nasıl bir yol haritası çizeceğine dair önemli ipuçları içeriyor. Dolar/yen paritesinin hızlı hareketleri ve Suzuki'nin bu konuda müdahaleye yönelik net bir tavır sergilememesi, Asya ekonomisinin nasıl bir rota izleyeceğine dair soru işaretlerini artırıyor.

Türkiye perspektifi: Enflasyon, faiz ve döviz üçgeninde strateji arayışları

Yurt içinde ise Borsa İstanbul'un rekor kapanışı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın 2026 vizyonu, piyasalar için önemli başlıklar arasında yer alıyor. Erkan'ın 2026 yılına kadar enflasyonu tek haneye indirme hedefi, TCMB'nin para politikası stratejilerinin ne olacağı konusunda analistler arasında çeşitli spekülasyonlara neden oluyor.

"Yıllık enflasyonda düşüşü baz etkisiyle Mayıs 2024'ten sonra görmeye başlayacağız. 2025'te istikrar dönemi olacak ve 2026'da enflasyonu tek haneye indireceğiz." - TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan

Küresel piyasalar, birden çok dinamiğin etkisi altında şekillenmeye devam ederken, yatırımcılar ve analistler, bu dalgalı suların nasıl geçileceği konusunda stratejilerini belirleyebilmek için tüm bu etkenleri yakından takip ediyor.